1. (في -de) İkamet etti, kaldı, yaşadı.
2. (الصَّلاة) Namaz kıldı.
3. (البِنَاءَ bina vb.) İnşa etti.
4. (bşi) Doğrulttu, düzeltti.
5. (Adalet, hak vb.) Sağladı, gerçekleştirdi.
6. (دَلِيلًا على- -e) Delil getirdi.
7. (Tören vb.) Düzenledi.
8. (Hükümet vb.) Kurdu, inşa etti.
9. (الدَّعْوَى على- -e) Dava açtı.
10. (عَلَاقَةً مَعَ- -ile) İlişki kurdu, (صِلَةً بَيْنَ- -in arasında) bağ kurdu.
أَقَامَ، يُقِيمُ، إِقَامَةً، أَقِمْ
أُقِيمُ فِي مَدِينَةِ إِسْطَنْبُولِ
İstanbul'da ikamet ediyorum.
أَقَامَ وَالِدِي فِي هذِه المَدِينَةِ لِأَكْثَرَ مِنْ عِشْرِينَ عَاماًِ
Babam bu şehirde yirmi yıldan fazla bir süre ikamet etti.
أَقَامُوا حَفْلاً كَبِيراً بِمُنَاسَبَةِ عِيدِ الاسْتِقْلَالِِ
Bağımsızlık günü vesilesiyle büyük bir tören düzenlediler.
أَقَامَتِ الشَّرِكَةُ مَعْرَضاً دَوْلِيّاً لِلْمُنْتَجَاتِ الجَدِيدَةِِ
Şirket, yeni ürünler için uluslararası bir sergi düzenledi.
أَقَامَ المُهَنْدِسُ جِسْرًا يَرْبِطُ بَيْنَ المَدِينَتَيْنِِ
Mühendis, iki şehir arasında bir köprü inşa etti.
أَقَامَ الفَرِيقُ مُعَسْكَرًا تَدْرِيبِيًّا اِسْتِعْدَادًا لِلْبُطُولَةِِ
Takım, şampiyonaya hazırlanmak için bir eğitim kampı düzenledi.
أَقَامَ الصَّدِيقُ فِي بَيْتِي لِعِدَّةِ أَيَّامٍ خِلَالَ زِيَارَتِهِ
Arkadaşım, ziyareti sırasında birkaç gün evimde kaldı.
أَقَامَتِ الجَامِعَةُ مُؤْتَمَرًا عِلْمِيًّا حَوْلَ التَّكْنُولُوجْيَا الحَدِيثَةِِ
Üniversite, modern teknoloji üzerine bilimsel bir konferans düzenledi.