الأُمُّ تَحْرِصُ عَلَى تَغْذِيَةِ أَطْفَالِهَا بِشَكْلٍ صِحِّيٍِّ
Anne, çocuklarını sağlıklı beslemeye özen gösterir.
حَرَصَ الطَّالِبُ عَلَى الدِّرَاسَةِ لِيَنْجَحَ فِي الاِمْتِحَانِِ
Öğrenci, sınavda başarılı olmak için ders çalışmaya özen gösterdi.
المُدِيرُ يَحْرِصُ عَلَى أَنْ يَكُونَ العَامِلُونَ فِي رَاحَةٍِ
Müdür, çalışanların rahat olmasına özen gösteriyor.
أنا أَحْرِصُ عَلَى تَعَلُّمِ اللُّغَةِ العَرَبِيَّةِ كُلَّ يَوْمٍِ
Her gün Arapça öğrenmeye özen gösteriyorum.
حَرَصَ عَلَى النَّجَاحِِ
Başarıyı çok istedi.
حَرَصَ عَلَى الحُضُورِ فِي الْوَقْتِ المُحَدَّدِِ
Belirlenen zamanda gelmeye özen gösterdi.
يَحْرِصُ عَلَى صَحَّتِهِِ
Sağlığına önem veriyor.
حَرَصَ الأَبُ عَلَى تَعْلِيمِ أَبْنَائِهِِ
Baba, çocuklarının eğitimine önem verdi.
يَحْرِصُ المُهَاجِرُونَ عَلَى تَعَلُّمِ اللُّغَةِِ
Göçmenler, dil öğrenmeye özen gösteriyor.
حَرَصَ الطَّبِيبُ عَلَى دَقَّةِ التَّشْخِيصِِ
Doktor, teşhisin doğruluğuna özen gösterdi
يَحْرِصُ الصَّنَّاعُ عَلَى جَوْدَةِ الْمَنْتَجِِ
Zanaatkârlar ürün kalitesine titizlik gösterir.
يَحْرِصُ الْمُسْلِمُ عَلَى أَدَاءِ الصَّلَوَاتِِ
Müslüman namazlarını kılmaya özen gösterir.
اِحْرَصْ عَلَى الصِّدْقِ فِي كُلِّ أَمْرِكَِ
Her işinde doğrulu olmaya özen göster.