قَامَ التَّاجِرُ بِافْتِتَاحِ دُكَّانٍ صَغِيرٍ فِي الحَيِّ لِيَبِيعَ فِيه الحَلَوِيَّاتِ
Tüccar, tatlı satmak için mahallede küçük bir dükkân açtı
قَامَتِ الجَمْعِيَّةُ الخَيْرِيَّةُ بِتَوْزِيعِ المُسَاعَدَاتِ عَلى الفُقَرَاءِ
Vakıf, yoksullara yardım dağıttı
قَامَ الرَّحَّالَةُ بِثَلَاثِ رَحَلَاتٍ طَوَالَ حَيَاتِهِ
Gezgin hayatı boyunca üç yolculuk yaptı
أَوَّلُ بِيمَارِسْتَان قَامَ فِي العَالَمِ الإِسْلَامِي كَانَ فِي مَدِينَةِ دِمَشْقِ
İslam dünyasında kurulan ilk şifahane, Şam şehrindeydi.
قَامَ الشَّيْخُ بِإِنْشَاءِ مُؤَسَّسَةٍ خَيْرِيَّةٍ لِتَنْفِيذِ الأَعْمَالِ الخَيْرِيَّةِِ
Şeyh, hayır işleri yapmak için bir vakfı kurdu.
قَامَ مِنْ مَقْعَدِهِ غَاضِباًِ
Öfkeyle oturduğu yerden kalktı
قَامَ مِنْ نَوْمِهِ مُبَكِّراًِ
Erken uyandı.
قَامَ بِمَهَامِّهِ عَلَى أَحْسَنِ وَجْهٍِ
Görevini en iyi şekilde yerine getirdi.
قَامَ بِوَاجِبِهِ الوَطَنِيِِّ
Vatani görevini yaptı
قُومُوا بِوَاجِبِكُمِْ
Görevlerinizi yapın
قَامَ بِتَعْلِيمِهِ مُنْذُ صِغَرِهِِ
Küçüklüğünden beri ona eğitim verdi.
كان الطَّالِبُ قاعدًا قَامَ بَعْدَ دُخُولِ الأُسْتَاذِِ
Öğrenci oturuyordu ve üstat içeri girince kalktı.
قَامَتْ قِيَامَتُهِ
Öldü.
قَامَتْ عَلَاقَةٌ بَيْنَه وَبَيْنَ جَارِهِ
Kendisiyle komşusu arasında bir ilişki gelişti, kuruldu.
قَامَ مَقَامَهِ
Yerine geçti.
قَامَ مَقَامَه فِي العَمَلِِ
İşte, onun yerini aldı.
قَامَ مَقَامَ الأَبِِ
Babasının yerini aldı.
قَامَ بِوَاجِبِه نَحْوَ وَالِدَيْهِ
Anne ve babasına karşı görevini yaptı
كُلُّ ظُلْمٍ يَقُومُ عَلَى الجَهْلِ والخَوْفِِ
Her türlü zulüm, cehalet ve korku üzerine kuruludur.
تَفْكِيرٌ لَا يَقُومُ عَلَى مَنْطِقٍِ
Herhangi bir mantığa dayanmayan bir düşünce.
قَامَ عَلَى الكِتَابِ والسُّنَّةِِ
Kur'an ve sünnete dayanmakta.
حَيَاةُ بَعْضُ النَّاسِ تَقُومُ عَلَى الخِدَاعِ، وَعَلَى الزّيفِِ
Bazı insanların hayatı aldatma ve yalan üzerine kuruludur.